Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı
image

KONUŞMACILAR ÖZETLE ŞÖYLE DEMİŞLERDİR:

 

Türk Dil Kurumu Başkanı Sayın Prof.Dr.Mustafa  S.Kaçalin:

Yoğun işlerime rağmen bu toplantıya gelmemezlik edemedim, edemezdim. Divanü Lügati’t-Türk gibi dilimizin abide bir eserini bize ulaştıran Ali Emirî Efendi’yi dilciler başta olmak üzere tüm millet fertlerinin asla unutmaması gerekir. Ali Emirî Efendi sadece bu abide eseri bulup irfan hayatımıza hediye etmesiyle değil tesis edip milletine hediye ettiği muhteşem kütüphanesiyle de daima saygıyla anılacaktır. 

 

Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi Sayın Yard.Doç.Dr.Bedri Mermutlu ise ;

Vefatının 91. yılında andığımız Ali Emirî Efendi aynı zamanda bir şehir tarihçisi ve biyograf olarak yaptığı çalışmalarla adını unutulmaz kılmıştır. İlk gençlik yaşlarında kaleme aldığı ve beş cilt olarak tamamladığını ifade ettiğiMir’âtü’l-Fevâid adlı eseriyle ortay koyduğu çaba ömrü boyunca devam etmiştir. Bu eserde, o zaman kadar ele alınmamış ya da yeterince işlenmemiş bir konu olarak gördüğü Diyarbakırlı önemli şahsiyetleri yeniden araştırarak son derece ilmî bir metotla hayat hikâyelerine ve eserlerine ulaşmaya çalışmıştır. Bu eserin devamı niteliğinde Tezkire-i Şuarâ-yı Âmid ve Esâmî-i Şuarâ-yı Âmid adlı eserleri kaleme alarak doğduğu şehrin şairlerini tanıtmıştır. Ancak Ali Emirî Efendi’nin biyografik çalışmaları daha sonra memuriyet göreviyle gittiği merkezlerde de devam etmiştir. Maliye müfettişi olarak gittiği İşkodra ve Yanya’nın şairleri hakkında da araştırmalar yapıp kitaplaştırmış, Yemen’de bulunduğu sıralarda edindiği gözlemleri ve bilgileri de kitaplaştırarak bizlere bırakmıştır.

Önemli bir kısmı tek nüsha yazma eserlerden oluşan zengin bir kitap toplayıcısı, bir şair, bir polemikçi olmasının yanısıra Ali Emirî Efendi’nin bir şehir ve kültür tarihçisi olarak Osmanlının son nesil biyograf ve bibliyografları arasında önemli yeri olan bir şahsiyet olduğunu unutmamak gerekir.